Başarı ne demek? Başarı kişinin yapabileceğinin en iyisini yapmak yani potansiyelini en iyi kullanabilmek demektir…
Kime göre, neye göre en iyisi? Elbette kişiye göre en iyisi demek. O zaman; ‘Ben kimim, neredeyim, ne olursa daha mutlu, daha başarılı olabilirim?’ sorularını cevaplamamız gerekiyor. Böylece kişi kendini çok iyi tanıyabilirse, geleceğini de çok güzel şekillendirebilir.
‘Gelecek zaten gelecek’ bunu çok iyi biliyoruz ancak ‘ben’ ne yapabilirim? Geleceğimi en iyi nasıl şekillendirebilirim? Sorularına net cevap verebildiğimizde gelecek bizim istediğimiz gibi olabilir.
Burada ‘farkındalık kişinin hayat kalitesini artırıyor’ diyebiliriz. Yani kişi güçlü, zayıf yönlerini çok iyi tanıyıp, kendini iyi yönetebilirse her alanda başarılı olabilir.
‘Araba kullanmak istiyorum ama kullanamam’,‘kazanmak istiyorum ama kazanamam!,yapmak istiyorum ama yapamam! vs… bu tür genellemeler,daha olayın başında kişiyi başarısızlığa mahkum eder.
Her insan güçlü bir yapıya sahiptir. Bu olağanüstü güce inanmazsak zaten beynimizde olumsuz bir düşünce yerleştirerek ilk engeli zihnimizde yaratırız.
Bilinçaltı,bilincin inandığı ve doğru kabul ettiği emirleri alır ve uygular. İnançlar bu nedenle hayatımızı şekillendirmede çok önemlidir. Çünkü bilinçaltı hayalle gerçeği, olumluyla olumsuzu ayırt edemez. Biz neye inanırsak bize onu yaşatır.
Zihnimizde sürekli tekrar edip, güçlü bir istekle hayal ettiğimiz düşünceleri sinir sistemimiz gerçek olarak algılar ve bir süre sonra da gerçekleştirir. Bu nedenle neye inanırsak ona göre yaşarız. İnanç;düşüncenin kuvvetle kabul edilmesidir.Düşünce de bilinçaltımızı etkilediğine göre; bir şeyin olacağına inanmakla başarıya ulaşabiliriz.
İnsanın yapabileceği halde yapamayacağına inanması,cesaretinin kırılması özgüven geliştirememesi daha başından yenilgiyi kabul etmesi demektir.
Yaşamı seyretmek mi yaşamın içinde olmak mı önemlidir?
Yerinde oturmayı seçenler seyreder, oynayanlar eğlenir.Mutlu ve başarılı olanları izlemekle yetinenler ise sadece imrenir,özenir.Mutluluğu ve başarıyı yakalayanlar hayatı dolu dolu yaşarken,‘kaybedeceğim’ korkusu,‘ben yapamam’ inancıyla eyleme geçemeyenler,eyleme geçene alkış tutarlar.
Hepimiz zaman zaman ben yapamam inancı geliştirir,eyleme geçmekten korkarız.
Deneyen kaybedebilir ama denemeyen zaten kaybetmiştir.Bazen korkunun kendisi korkulan şeyden daha fazladır.
Öğrenilmiş çaresizlik öğrenme ile korku arasındaki ilişkiyi de açıklar. İnsanlar eleştirilmekten korktuğu için konuşmaktan korkuyor,reddedilmekten korktuğu için duygularını ifade edemiyor,başarısızlıktan korktuğu için eyleme geçemiyor.
Öyleyse hayatı daha mutlu daha başarılı ve sağlıklı yaşamak için beynimizi iyi kullanıp hayatımızın efendisi olabiliriz. Cesaret, inanç ve bilgiyle başarabiliriz.
Semra Kozanlı
Bursa Kent Gazetesindeki yazımdan alıntıdır.