Daha başarılı, daha sağlıklı ve daha mutlu olabilmek için insanlar artık alternatif yöntemleri kullanıyor. Bazen küçük bir dokunuş ile mucizeler gerçekleşebiliyor. Burada herkesin çözümü kendine aittir. Sorun herkeste ortak görünmekle birlikte herkesin zihin haritası farklı olduğu için kişiye göre özel analiz ve çözümlerin olduğuna inanıyorum.
Bugüne kadar hiç ders çalışma alışkanlığı edinememiş; zeki ama ders çalışmayı sevmeyen öğrenciler, lisede ve üniversite sınavı öncesinde zorlanıyorlar. Kalemle, kitapla, defterle barışık değil, kitap açmadan başarılı olan zeki öğrenci lisede ve üniversitede zorlanıyor.
Aslında başarı bir sonuç değil sürecin kendisi olmalıdır. Özellikle şimdiye kadar kapasitesini kullanamamış veya geliştirememiş yetenekli ve zeki öğrenciler var olan gücü kullanmayı öğrenmelidir. Doğuştan sahip olduğumuz yetenekler geliştirilmediğinde başarı kısa süreli olur.
Kimi zaman çok çalışan ama duygusal iniş çıkışlar veya kaygı veya heyecan yüzünden başaramayan öğrenciler eksik yönlerini fark edip tamamladıklarında başarıları artabilir.
Bazen görünürdeki sorunun altından başka sorunlar çıkabiliyor. Önemli olan gerçek sorunla yüzleşebilmektir.
Bugün bir sorun yaşıyorsak derinde mutlaka izi ve çözümü vardır.Sürekli aynı sorunlar tekrar ediyorsa bilinçaltında bir sebebi vardır.Güzel olan şu ki; bütün bunların çözümü var. Yeter ki çözüm odaklı olalım.
Çözüme odaklanıp; ‘nasıl’ ‘hangi yollarla’ sorularını sorduğumuzda, bilinçaltı otomatik olarak bize çözüm getirir.
Soruna odaklandığımızda ise beyin hemen ‘neden’ diye sorar, sonra da ‘çünkü’ deyip otomatikman bu hesaplaşmayı devam ettirir. Biz de sorun büyürken çözümü göremeyiz.
Bu nedenle soruların kalitesi cevabı etkiler. Keşkeler, suçlamalar, hesaplaşmalar bizi çözümden uzaklaştırır.
Herkesin mutlu ya da mutsuz olduğu anlar vardır. Eğer mutsuz anları azaltıp, mutlu anları çoğaltmak istiyorsan; önce ‘ben ne istiyorum, ne olursa mutlu olurum, hedeflerime nasıl ulaşabilirim, iç ve dış dünyayla nasıl iletişim kurabilirim’, gibi sorulara cevap vermelisin.
Önce‘ben’i çözdükten sonra, düşünce gücünü iyi kullanıp gerçekten olumlu ve hayat dolu olmaya odaklanabilirsin. Çünkü düşünce bir enerjidir. İçten dışa dalga dalga yayılır.
Mutluluğa, bolluğa, sevgiye, güzelliğe odaklanan bir insan çekim yasası gereği bunları çok kolay çeker. Hani para parayı çeker derler ya, işte aynı şekilde bolluk, sevgi, mutluluk bilinci de bunları çoğaltarak hayatına katabilir. Yeter ki ne istediğini tam ve net bilip, olacağına inan!
‘Her şeyi biliyorum ama uygulayamıyorum’ diyorsan; ya bilincin seni sabote ediyor, ya da bilinçaltında olumsuz kayıtların vardır. İşte tam da bu noktada beyindeki yazılımı değiştirme tekniklerini kullanabilirsin.
Hayatımızdaki en büyük engel zihnimizde yarattığımız engeldir. Birçok insan sorunlarını kendileri büyütmekte, onları aşılmaz bir duvar haline getirmektedir.
Sorunların, omzuna kocaman bir yük gibi çökmesini istemiyorsan, önce kendini tanıyıp, kendine güvenmeyi dene.
Unutma ki; her zorluğa bir kolaylık verilmiştir. Her kolay şey, başlangıçta zordur. Kalp bile çalışırken önce sıkar sonra genişletir.
‘Senin yolunu senden Başkası Açamaz.’ Eğer istersen; zihinsel programını istendik bir şekilde değiştirip, nitelikli bir yaşamın kapısını açabilirsin.
Nasıl mı? Niyetlerin kalitesi düşünceleri, düşünceler duyguları, duygular davranışları, davranışlar alışkanlıkları, alışkanlıklar karakteri, karakter ise geleceğini yani kaderini şekillendirecektir.
Çözüm odaklı yaşamak; önce farkındalığın gelişmesi, sonra zihinsel, ruhsal, duygusal iyileşme ve gelişmek demektir.