Gençlik hayatın önemli bir dönüm noktasıdır. Çocukluktan ergenliğe geçen insan evladı; hayatın sorumluluklarını da almayı öğrenirken, çok iyi seçimler yapmak durumundadır.
Üniversiteye giriş, mezun olduktan sonra iş seçimi, daha sonra eş seçimi derken hayatın sonuna kadar bu çok önemli seçimlerin ışığında hayatını idame ettirecektir.
Gençler ne kadar erken bilinçlenir, kendi kararlarını almayı öğrenirse o kadar işi kolay olacaktır.
Bu konuda ailelere düşen en büyük sorumluluk ÖZ GÜVENİ yüksek çocuklar yetiştirmektir.
Kendi ayaklarının üstünde durmayı öğrenen birey, seçimlerin sorumluluğunu da bilinçli alır.
Bilinçli bir gençlik; önce kendine, sonra ailesine, topluma ve dünyaya o kadar faydalı olur.
Kendine güvenen, ruhsal, zihinsel, bedensel güçlü ve dengeli yetişen bir genç hayatının da kahramanı olur.
İnternet çağında ve hızla gelişen bir dönemde gençlerin gücüne inanıyorum. Bu güçlü enerjiyi doğru kullanmayı öğrendikleri zaman gelecek hepimize iyi gelecektir.
Sevgili gençlere tavsiyem; önce öğrenmeyi öğrenmekten zevk almaları ve her daim kendilerini geliştirmeye programlamalarıdır.
Sadece Anne baba, öğretmen veya diploma için değil kendileri için eğitime önem vermeleridir. Çünkü beyin kapasitesi çalıştıkça güçlenir.
Seçimlerini yaparken 5 yıl, 10 yıl hatta 30 yıl sonrasını da düşünüp doğru kararlar almalarıdır. Büyük hedefler koyup, büyük hedefe giden yolda küçük hedefleri de iyi planlamalarıdır.
Yaratıcı zekalarını ve enerjilerini doğru kullanmayı öğrenmelidirler.
Problemlere değil de çözüme odaklı düşünce sistemi ve araştıran sorgulayan bir zihin yapısı hayatın her alanında başarı getirir.
Gelişime çok açık bir dönem olan gençlik dönemi; iyi tohumlar ekildiğinde, yaşlılık dönemi de mutlu geçer. Bu fırsatı iyi değerlendirmeleri gerekir.
Bizler anne baba, öğretmen ve yetişkinler olarak gençliğe bu yönde ışık olmalıyız.
Etkili iletişimin temeli sevgi ve anlayıştan geçer. Gençlere sevgi ile yargısız yaklaşırsak, kendine güvenmelerine de izin vermiş oluruz.
Eleştirilerek, kıyaslanarak büyüyen bir çocuk kendi olmaktan uzaklaşır. Her birey kendi içinde bir dünyadır. Etkili iletişimle kendilerini fark etmelerine yardım edebiliriz.
Çocuklar bizim çocuklarımız olsa bile onlar hayatın çocukları geleceğin yetişkinleridir.
Sevgi ve güvenle büyüyen çocuk sorumluluk sahibi bir yetişkin olur.
Dışarıdan kontrol edilen bir gençlik yerine iç motivasyon ve iç disiplini olan gençler yetiştirmeye çalışmalıyız. O zaman kendini kontrol edebilen, öz güveni yüksek, bilinçli yetişkinler olurlar.
Gelecek mutlu toplumlar için; hem gençlerin hem yetişkinlerin üzerine düşen görevi en iyi bir şekilde yapmaları dileğimle…
Semra Kozanlı
Kent gazetesinde yayınlanan makalem
www.kentgazetesi.com