Ne kendimizi ne de başkalarını yargılamadan, akışa uyum sağlayıp hayatın her anından zevk alarak yaşayabiliriz. Önemli olan kendi kader çizgimizde ruhumuzun deneyimlemek istediği rolleri oynarken mutlu olmaktır.
Oyun oynarken eğer bütün yaptığın elindeki kartlardan şikayet etmekse oyundan zevk alamazsın.
Hayat oyununda da her şeyde eksiklik görürsen, oyun sana acı verir. Acıyı bile zevke dönüştürebiliyorsanız, tebrikler… Bu oyunun kurallarını öğrenmişsin demektir.
Acı da, korku da, endişe de ne kadar zehirli olursa olsun hayatın bir parçasıdır.
Hayat oyununda gündüz gibi geceye de olumlu gözle baktığında gecenin de zevkini çıkarabilirsin. Karanlıkları aydınlığa götüren zevkli yollar olarak algılarsan, karanlıktan aydınlığa çıkışta mutluluk ikiye katlanır.
- Hayallerim kırıldı yapıştırıcım nerde? Modunda yaşamak nasıl bir şey?
- Hep ‘hayali mutluluğun’ peşinde koşarken şimdiki anın zevkini kaçırmak gibi bir şey. Mutluluğu bir koşula bağladın mı hayal kırıklığı olur.
Beklentilerini karşılayamamış bir arkadaşın seni hayal kırıklığına mı uğrattı? O zaman dönüp beklentine bak! Orada bile sana sunulan bir ders vardır. Alman gereken mesaj belki de senin dışarı yansıttığın tamamlanması gereken eksik bir özelliğindir.
Bu oyun alanında biraz sabırlı olmak hayatı daha da kolaylaştırır.
Bambu ağacını bilir misin?
Hayatta hiç bir şey yolunda gitmiyor diyenlere; Bambu ağacının yetişmesi, olumlu ısrar ve sabırlı olmak için güzel bir örnektir.
Çinliler bu ağacı söyle yetiştirir: Önce ağacın tohumu ekilir, sulanır ve gübrelenir. Birinci yıl tohumda herhangi bir değişiklik olmaz. Tohum yeniden sulanıp gübrelenir.
Bambu ağacı ikinci yılda da toprağın dışına filiz vermez. Üçüncü ve dördüncü yıllarda her yıl yapılan işlem tekrar edilerek bambu tohumu sulanır ve gübrelenir. Fakat inatçı tohum bu yılda da filiz vermez.
Çinliler büyük bir sabırla besinci yılda da bambuya su ve gübre vermeye devam ederler. Ve nihayet besinci yılın sonlarına doğru bambu yeşermeye başlar ve altı hafta gibi kısa bir sürede yaklaşık 27 metre boyuna ulaşır.
Büyük bir sabırla ve ısrarla tohum beş yıl süresince sulanıp gübrelenmeseydi ağacın büyümesinden hatta var olmasından söz edebilir miydik?
Her sabah hayat yeniden başlıyor ve her an hücrelerimiz yeniden yenileniyor. Ruhsal, zihinsel, duygusal bütünlük ve dengeyi hedeflediğimiz zaman kendi içimizde tamamlanmayı başarabiliriz.
Bütünsel denge ve tamamlanmak için ise BİLİNÇLİ olmak gerekir. Bilinçli olarak hayatın her anında SEVGİYLE ve ‘AN’ da yaşadığımızda hayat oyunumuzu iyi oynayabiliriz.