Zihnimizdeki engellere örnek cümlelere bakalım; ‘Ev almak istiyorum ama param yok.İşimi değiştirmek istiyorum ama cesaretim yok.Zayıflamak istiyorum ama irademe söz geçiremiyorum.Evlenmek istiyorum ama doğru insan yok.Aşık olmak istiyorum ama korkuyorum.Kitap yazmak istiyorum ama vaktim yok.Güçlü olmak istiyorum ama ailem beni güçsüz yetiştirmiş.Keşke beni anlayan annem babanın çocuğu olsaydım. Keşke başka okulda okusaydım. Keşke başka şehirde başka ülkede yaşasaydım.
Sizce böyle düşünen bir insan hedeflerine ulaşır mı? Mutluluğu yakalar mı?
Zihnimizden hangi düşünce geçiyorsa, neye inanıyorsak o gerçek oluyor. Öyleyse neden olumsuz düşünelim?
Bilinçaltına nefret tohumu ekersek, nefret biçeriz. Sevgi gönderirsek, seven ve sevilen varlık olmayı seçeriz.
İç koşulları değiştirdiğimizde, dış koşullar da değişecektir. Öyleyse, bilinçaltına sevgi, para, bolluk, bereket, güzellik, mutluluk gibi istediğimiz olumlu düşünceleri gönderelim ki paraya, bolluğa, sevgiye çok kolay bir şekilde ulaşabilelim.
Sonuçta dışarıdan ne tür önlem alınırsa alınsın, içsel dil ve düşünce kalıbını değiştirmedikçe olumsuzluklardan kurtulamayız.
Hipnoz altında bir deneğin burnunun ucuna içi soğuk su dolu bir bardak uzatılır ve ona ‘bunun içi karabiber dolu, kokla’ denilir. Denek hapşırmaya başlar. Burada deneği, bilinçaltında yatan ‘karabiber hapşırtır’ genellemesi karabiber olmadığı halde hapşırtır.
Çünkü zihinde tutulan ve inançla desteklenen her görüntü bilinçaltı tarafından gerçeğe dönüştürülür.
Çok üzüntülü olduğun bir durumda farklı bir bakış açısıyla olaya baktığın anda ruhsal yapın değişir.
Bakış açısı tekniği sadece görüntü değil, her duyuyu kullanmakla da mümkündür.
Örneğin meşhur TİTANİK filminde güvertede kız önde kollarını açmış rüzgar ve aşk sarhoşluğuyla ayakta dururken, erkek arkasında kızın kollarına sevgiyle destek yapar. Fonda müthiş etkileyici, romantik film müziği vardır. Bu sahne çok romantik ve büyüleyici iken, fon müziğini değiştir ‘ayılana gazoz, bayılana limon’ şarkısını veya başka komedi, hareketli bir müzik koy, anında filmin romantikliği bozulur, komediye döner.
Bakış açısı dünyayı algılayış biçimimizi etkilerken, öyleyse ne yapıyoruz?
Pozitif düşünüp pozitif yaşıyoruz. Hayatı şölene dönüştürüyoruz.