Işık hızıyla okumak mümkünken ses hızıyla okuyoruz. Işık saniyede 300000 km hız yaparken ses 340 metre yol alıyor.
Kitap okuma işi; ışık hızıyla ve fotografik hafızayı kullanarak olabilecekken ses hızıyla okuduğumuzda beyinde resmen bir katliam yaşanır. Yani beyni daha iyi kullanmak varken sınırlandırmış oluyoruz.
Peki, neden yavaş okuyoruz?
Çünkü;
Göz kaslarımız tembel,
Sol beyin ağırlıklı okuyoruz yani sağ beyin devre dışı kalıyor.
Anlayamam diye korkuyoruz. Yani psikolojik engellerimiz var.
Konsantrasyon ve dikkat dağınıklığı yaşanıyor.
Nasıl ki bir araba uzun yolda saatte 40 km hızla giderken, yol bitmez ve şoförün uykusu gelir; kitap okurken de yavaş okuyan kişinin dikkati çabuk dağılır. Çünkü beyin çok hızlı çalışırken, okuma hızı ona yetişemiyorsa, beyin dağılmaya başlar ve dikkatsizlik artar.
Dolayısıyla; ışık hızıyla okumak, ses hızıyla okumaya göre dikkati arttırır.
Film izler gibi hızlı, etkili ve zevkli kitap okumayı öğrenen kişi, kitap okumaktan daha çok zevk alır.
Aslında amacımız hızlı ya da yavaş okumaktan çok, beyni daha etkili ve bilinçli kullanma yollarını öğrenmek olmalıdır.
Bugün bilgiye çok kolay ulaştığımız bir dönemde, her yerde bilgi fazlalığı varken neden zamandan kazanmayalım? İnternet çağında ve teknolojinin hızla büyüdüğü bu devirde, artık zaman yönetimi çok önemli olmaya başladı.
Hem beyni etkili kullanmak, hem zamandan tasarruf yapabilmek adına yeni teknikleri kullanmayı öğrenmek insanın gelişimi açısından kaçınılmaz olmuştur.
Bugün bir yetişkin; yarım saatte 200 sayfalık bir kitabı çok rahat bitirebilecekken, günlerce kitabın sürünmesine gerek var mı?
Normal bir göz dakikada 1000 sözcük okuyabilecekken, en iyi okuyucu bile en fazla 400 kelime okuyor. Bu da gösteriyor ki çok iyi okuyucu bile beynin potansiyelini kullanamamış oluyor.
Okuma eyleminde ‘göz’ metin üzerinde kayarken bir fotoğraf makinesi gibi gördüğü kısmın resmini çeker beyne gönderir. Beyin de daha önce öğrendiği bu sembolleri tanımlayıp, bir araya getirerek bir fikre ulaşır. Okuyarak elde ettiğimiz bilgiler sayesinde beynimizdeki nöronlar arasında ilişki artar. Kısaca okuma eylemiyle beynimizin kapasitesini artırırız.
Bugün artık biliyoruz ki; beynin çalışma kapasitesini en çok artıran aktivite, kitap okuma eylemidir.
Hatta doktorlar Alzheimer hastalığından korunmak, hafızayı etkili kullanmak için; insanlara kitap okuma, dil öğrenme, bulmaca çözme gibi aktiviteler öneriyorlar. Çünkü beynin çalışma prensibi gereği, ne kadar çok nöron bağı kurulursa, beyin o kadar güçlü çalışıyor. Ve nöronlar arasında bağ sayısını en çok arttıran aktivitelerden biri yine okuma eylemidir.
Işık hızıyla, bir film izler gibi zevkli, etkili ve bilinçli, bol okumalı günler diliyorum.