Hastalıkların birçoğu psikolojik kökenlidir. Aslında psikoloji de az kalır. Altında enerji tıkanıklığı, zihinsel sorunlar, duygusal kökenli olmak üzere birçok sebep olabilir.
Beyin; omurilik ve sinir ağları aracılığıyla uyarıyı alıp işler. Örneğin; ayağımıza batan iğnenin acısını beyinde hissederiz. Ayak uyarıldığı an, sinir sistemiz beyindeki merkezi uyarır ve o zaman acıyı hissederiz. Yani aslında acıyan ayak değildir, beyindeki yansımasıdır.
Duyu organlarına gelen uyarılar anında elektrik enerjisine dönüşür ve sinir sistemi aracılığıyla beyindeki ilgili bölge sinyali alır ve tepkisini gösterir. Göz görür ama beyin algılar.
Bu duruma göre fizyolojimiz düşüncelerimizden etkilenir ve düşüncelerimiz fizyolojimizi etkiler.
Düşünce sistemi hormonları uyarır hormonlar duyguları, duygular hormonları etkiler.
Hissettiğimiz bütün duygular aslında birer sinyaldir.
Her duygu vücudumuzun bir bölümünü etkiler. Örneğin bir duygu kötüyse vücudumuzu bir bölümünde hastalık olarak belli olur. Diyelim bir şeye üzüldünüz mideniz ağrıyor. Beyin de mide rahatsız diye asit salgılar hastalık daha da artar.
Vücudunu dinle, onunla iletişim kur, sonra iyileştirici gücü içsel olarak fark edip ondan kurtulursun. Örneğin bir şeye sıkılıp üzülünce; midemiz veya başımız ağrır. Sıkıntıyı anlamadan mideyi iyileştirmeye kalkarsak, sıkıntı içimizde büyür.
Diyelim ki yorgunluktan başın ağrıyor ama sen dinlenmiyorsun. Vücut sana dinlenmek için mesaj göndermiş ama sen anlamamışsın. Dinlenmek yerine ilaç almışsın. Bu defa vücudun ihtiyacı olan dinlenmeyi yapamadığın için sorun daha da büyüyebilir.
Bu nedenle; zamanında vücudun sesini ve mesajlarını dinleyip, içsel şifa gücümüzü kullanırsak daha sağlıklı olabiliriz.
Her şey doğal haliyle özünde şifayı barındırır. Doğa, insan ve evrendeki bütün canlılar doğal haliyle sağlıklıdır. Ne zaman suyun akışını tersine çeviriyoruz, o zaman hasta oluyoruz.
Ağrıyı gidermek için önce şu soruları sormak gerekir:
Nerede? Şekli nasıl? Büyüklüğü nasıl? Rengi nasıl? Hareketi nasıl? Titreşimi nasıl? Neye benziyor?
Bu sorularla fizik bedendeki ağrıyla iletişime geçilmiş olur. Sonra imajinasyon yöntemi ile fizik bedendeki şekil yok edilebilir. Bunlar zihinsel tekniklerdir.
Daha derinden çözmek için bilinçaltı temizlik teknikleri kullanılabilir.
Migren de çaresi zor bulunan hastalıklardandır. Migrenle baş edebilmek için öncelikle bilinçaltın yatan ana sebebi bulmak gerekir.
Çoğunlukla kabul sorunu yaşayan kişilerde bu hastalık çok görülüyor. Yani zihinde kabul edilemeyen durumlardan tetikleniyor.
Buna göre; kişinin hangi noktalarda kabul sorunu yaşadığı keşfedilmelidir. Yani bilinçaltında yatan ana sebep bulununca, sıkıntı kökünden çözülüyor.
Kriz anında biyoenerji, refleksoloji gibi doğal şifa kaynakları da kullanılabiliyor.
Zihinde yatan ana sorunla birlikte tetiklenen duygu da şifalanmalıdır.
EFT duygusal özgürleşme tekniği ile duygular çözülebilir. Kişi zihinsel, duygusal ve enerjisel temizlendiğinde bir daha migren sıkıntısı yaşamıyor.